Öğrenme güçlüğü, özellikle son 30-40 yıldır en çok konuşulan ve tartışılan özel eğitim konularından biridir ve öğrenme güçlüğüne sahip çocuklar özel gereksinimli çocuklar içerisinde büyük bir yer kaplamaktadır. Öğrenme güçlüğü olan çocukların okuma, yazma ve matematik gibi akademik alanlarda güçlükler yaşadığı bilinmektedir fakat bu çocukların bir kısmı sosyal becerilerde de bazı güçlükler yaşamaktadır. Araştırmalar öğrenme güçlüğü olan çocukların yaşıtlarıyla olumlu sosyal etkileşimler kurmakta zorlandıklarını, çevresindekiler ile etkileşim kurmaktan uzak durduklarını ve genellikle akranları ve öğretmenleri tarafından dışlandıklarını göstermektedir. Öğrenme güçlüğü olan çocukların sosyal becerilerde yaşadıkları güçlüklerin temelinde, sözel olmayan ipuçlarını algılamadaki yetersizliklerinin olduğu belirtilmiştir. Öğrenme güçlüğü olan çocukların çevreyle iletişimleri arttıkça sözel olmayan ipuçlarını algılamadaki becerileri gelişmekte ve akranlarıyla aralarındaki fark azalabilmektedir. Türkiye’de yapılan bir araştırmanın sonuçları öğrenme güçlüğü olan çocukların akranlarının üçüncü sınıfta ulaştığı sözel olmayan ipuçlarını algılama seviyesine ancak beşinci sınıfa geldiklerinde ulaşabildiklerini göstermiştir. Bu yüzden, öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin sosyal beceri yetersizliklerinden dolayı oluşabilecek olumsuz sosyal etkileşimlerin önlenebilmesi için erken dönemde müdahale programları ile desteklenmesi önemlidir. Erken dönem müdahalelerin yapılabilmesi için ebeveynlerin ve öğretmenlerin de bu konularda bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.
Kaynak: Kılıç Tülü, B. Ve Ergül, C. (2015). Öğrenme Güçlüğü Olan Çocukların Sözel Olmayan İpuçları ile Aktarılan Duyguları Algılama Becerileri. Türk Psikoloji Dergisi, 30(76), 32-44.