Yazıları yanlış okuma hastalığı genellikle eğitim hayatının başlangıcında belirgin hale gelmektedir. Okul öncesi dönemde bazı belirtiler görülebilse de genellikle okul çağında, özellikle de okuma ve yazma öğrenimi sırasında ortaya çıkmaktadır. Disleksi olan çocuklar yaşıtlarına göre okuma ve yazma becerilerinde gecikme yaşayarak ilerleyen yıllarda okuma hızı, doğru okuma ve metni anlama gibi sorunlarla karşılaşmaktadır.
Disleksi özgül öğrenme bozukluğunun türü olup, nörogelişimsel bir bozukluk olarak sınıflandırılmaktadır. Sonradan disleksi olunur mu sorusu ise, sıklıkla ebeveynler tarafından sorulmaktadır. Rahatsızlık genellikle genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkmakta ve yaşam boyu devam edebilmektedir. Bu durum her çocukta farklı zamanda belirgin hale gelerek etkilenen akademik becerilere olan gereksinimler, bireyin yeteneklerini aşana kadar fark edilmeyebilmektedir.
Disleksi ile başa çıkan çocuklar, uyum sorunları yaşayabilmektedir. Bu özellikle de problemleri fark edilip gerekli destek sağlanmazsa görülmektedir. Bu hal farklı psikiyatrik sorunlara yol açabilmektedir. Disleksi olan çocuklar genellikle normal sınıflarda veya kaynaştırma programlarında eğitim alsa da bazıları ekstra destek ihtiyacı duyabilmektedir.
Sonradan disleksi olanlar çocuklar sosyal becerilerde zorluk yaşayarak kendilerini doğru bir şekilde ifade etmekte zorlanabilmektedir. Tanınmadığı ve uygun destek sağlanmadığı takdirde uzun vadeli akademik zorluklar düşük benlik saygısı, depresyon ve kişiler arası ilişkilerde sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
Disleksi Neden Olur?
Yazıları yanlış okuma hastalığı çoğu zaman aynı aile fertlerinde ortaya çıkmaktadır. Beynin dil ve okuma süreçlerini yöneten genlerle çevresel etkenler arasında bağlantı olduğuna inanılmaktadır. Ailede disleksi ya da diğer öğrenme zorluklarının varlığı erken doğum veya düşük doğum ağırlığı gibi faktörlerle birlikte, gebelik sırasında fetüsün maruz kaldığı nikotin, ilaçlar veya alkol gibi maddelerin beyin gelişimini etkileyerek, böylece disleksi riskini artırabilmektedir.
Sonradan disleksi olanlar öğrenme zorluğu gibi çeşitli problemlerle karşılaşır. Ancak sanıldığının aksine sonradan gelişmez, ilerleyen dönemlerde daha belirgin şekilde kendini gösterir. Okuma, diğer dersler için temel bir beceridir. Bu bakımdan disleksi olan çocuk diğer öğrencilere göre dezavantajlı olabilmekte, uyum sağlamakta zorluk çekebilmektedir. Disleksi tedavi edilmezse çocuklar genç yaşlardan itibaren özgüven eksikliği, davranış problemleri ve sosyal izolasyon gibi sorunlarla karşılaşabilmektedir. Bu bakımdan disleksi ileri yaşlar üzerinde etkide bulunabilmektedir.
Okuma ve yazma zorluğu, çocuğun yeteneklerini gerçekleştirmesini engelleyebilir. Bu nedenle, disleksi yetişkinlerde eğitim, sosyal yaşam ve ekonomik başarı üzerinde uzun vadeli etkilere sahip olabilmektedir. Disleksi olan çocuklar ayrıca dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (ADHD) gibi sorunlarla da karşılaşabilmektedir.
Disleksi Kimlerde Görülür?
Yazıları yanlış okuma hastalığı sıklıkla erken yaşlarda görülmektedir. Çocuklar genellikle 5-6 yaşlarında okumaya başladıklarında disleksi semptomları daha belirgin hale gelmektedir. İlkokul ve ortaokul dönemlerinde öğretmenler genellikle çocuğun okuma, anlama, yazma ve iletişim becerilerinde zorluklar yaşadığını fark ederek böylece teşhise yardımcı olabilmektedir. Eğer gerekli destek sağlanmazsa disleksi olan çocuklar lise ve üniversite eğitimlerinde akademik zorluklar yaşayabilmektedir.
Yetişkinlerde ise okuma güçlüğü genellikle çocukluk yaşlarda ortaya çıkan disleksinin belirgin özelliğidir. Yetişkin disleksik bireyler genellikle okumaktan hoşlanmamakta, yazılı materyallerden de uzak durmaktadır.
Ancak birçok disleksik yetişkin, okuma zorluklarını aşmak için çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Yazılı iletişimde zorluk çektikleri için iş yerlerinde performansları etkilenebilmektedir. Ayrıca duydukları veya okudukları hikayelerin özetini oluşturmakta zorlanabilmekte ve sosyal etkileşimlerinde zorluk yaşayabilmektedir.
Sonradan Disleksi Olunur Mu?
Genel anlamda bir çocuk sonradan disleksi olmasa da etkilenen akademik yeteneklere olan ihtiyaçlar kişinin kısıtlı yeterliliğini aşana dek belirgin hal almayabilmektedir. Sonradan disleksi olunur mu sorusu da, bu noktada merak edilmektedir.
Disleksi bir hastalık olarak değil, özel eğitim ile tedavi edilebilen ve altında herhangi bir psikiyatrik rahatsızlık olmadığı sürece düzelme potansiyeline sahiptir. Özel eğitim çocuğun normal okul eğitimine devam ettiği sırada bireysel veya grup halinde alınan özel bir eğitimdir. Söz konusu eğitim uzman kişiler tarafından verilmelidir.
Öğrenme güçlüklerinin giderilmesi için spesifik bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak eğer eşlik eden psikiyatrik rahatsızlık varsa bunların tedavisi önemlidir. Dikkat eksikliği olan bireylerde dikkati artırmak için ilaçlar kullanılabilir.
Yazıları yanlış okuma hastalığı şiddetine bağlı olarak, sunulan eğitim desteğinin süresi ve yoğunluğu değişiklik gösterebilmektedir. Hafif vakalarda kısa süreli eğitim desteği yeterli olabilirken, ağır vakalarda destek devam etse bile akademik zorluklar yaşanabilmektedir. Tedavinin amacı disleksinin özgül öğrenme güçlüklerini gidermek ve tedavi etmektir.
Disleksi İleri Yaşlarda Görülür Mü?
Disleksi genellikle çocuklukta tanımlanmaktadır. Ne var ki ancak yetişkinlik döneminde de devam edebilmektedir. Bazı disleksi vakaları ise yetişkinlikte fark edilebilir. Okuma güçlüğü özellikle çocuklarda belirgin olmasına rağmen yetişkin disleksi hastaları genellikle okuma stratejileri geliştirerek okuma becerilerini ilerletebilmektedir. Yetişkinlerde disleksi hafıza sorunları gibi diğer belirtilerle birlikte görülebilir. Ancak kelime dağarcığı veya konuşma yetenekleri genellikle etkilenmez.
Yazıları yanlış okuma hastalığı okuma ve yazma gibi becerileri etkileyen bir öğrenme bozukluğudur. Zeka seviyesi normal veya normalin üstünde olmasına rağmen, okuma ve yazma becerilerinin gelişimini engelleyebilmektedir.
Disleksi Yetişkinlikte Ortaya Çıkar Mı?
Peki, “Sonradan disleksi olunur mu?” bahsettiğimiz gibi çocukluk döneminde tanınmaktadır. Lakin bazı durumlarda yetişkinlikte de meydana gelebilmektedir. Bu rahatsızlık anne karnındaki komplikasyonlar veya doğum sonrası travmalar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Doğumdan sonra ortaya çıkan disleksi, çocuğun okuma ve yazma becerilerini öğrenmeye başladığı ilkokul çağında fark edilmektedir.
Bu durum çocuğun diğerlerine kıyasla daha yavaş okuması veya hatalı okumasıyla belirginleşir. Hece atlama, yanlış telaffuz ve harfleri tanıyamama gibi belirtiler, disleksi olabileceğine işaret etmektedir.
Disleksi Belirtileri Neler?
Belirtiler bireylerin çocukluk döneminde çoğu zaman fark edilmektedir. Bununla birlikte erken yaşlarda da belirtiler yine yaşanabilmektedir. Bu belirtiler çocuğun yaşı, disleksi şiddeti ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. İlkokula başladığında doğru kelime telaffuzunun zor olması veya okunan kelimelerin anlamının iletilmesinde zorluklar yaşanması gibi durumlar aileler tarafından fark edilebilmektedir.
Çocuklar
Bazı çocuklar geç konuşabilir ya da kelime telaffuzu gecikebilir, ancak bu durum her zaman disleksiye işaret etmez. Bu nedenle çocuğun gelişimi hakkında endişe duyan ebeveynlerin, uzmana danışarak çocuklarını değerlendirmesi önemlidir.
Disleksi belirtileri arasında harf karışıklıkları da bulunabilir. Örneğin, d ve b harflerini karıştırmak veya p ve g gibi benzer harfleri ayırt etmekte zorlanmak sıkça görülen durumlardır. Bu belirtiler sonradan disleksi olanlar kapsamında rahatsızlığın varlığını gösterebilmektedir.
İlkokul Dönemi
Yazıları yanlış okuma hastalığı belirtileri, çocukların ilkokul yıllarında genellikle gizlenir ve bu durum özellikle zeki çocuklarda yaygındır. Bu çocuklar okuma ve yazma zorluklarını örtbas etmek için çeşitli stratejiler geliştirebilmektedir. Bu nedenle öğretmenler ve ebeveynler, okuma ve yazma becerilerinde zorluk yaşayan çocukları dikkatlice gözlemlemelidir.
İlkokul döneminde belirtileri gizleyen çocuklar, ortaokul yıllarında bu belirtileri daha fazla saklayamaz hale gelmektedir. Sonradan disleksi olanlar disleksi teşhisinin ertelenmesinden mustariplerdir. Bu nedenle ebeveyn ve eğitmenlerin dikkatli olması gereklidir.
Bir Cevap Yazın