Özel öğrenme güçlüğünün ilaçla tedavisi yoktur ve zamanla geçen ya da tamamen iyileştirilebilen bir durum değildir. Öğrenme güçlüğünde tedavi süreci çocuğun eksik olduğu akademik alanların belirlenmesi ve bu alanları tamamlamaya yönelik bireysel eğitim programının oluşturulmasıyla başlar. Bu bireysel eğitim programları ile çocuk bulunduğu düzeyden akranlarının düzeyine gelene kadar akademik olarak desteklenir. Birey alınan bu destekler
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar, okuldaki müfredata göre konu takibi yapmakta ve akranları ile aynı anda ve şekilde öğrenmekte zorlanırlar. Bu çocukların öğrenme yöntemleri farklı olduğu için okuldaki eğitim yeterli olmaz. Öğrenme güçlüğü olan çocukların okuldaki eğitim dışında bireysel eğitim desteği alması gerekir çünkü öğrenme güçlüğünün bilimsel olarak kanıtlanmış herhangi bir ilaç tedavisi yoktur. Tedavi, her
Disleksi ve Anksiyete
Disleksi olan çocuklar, akranları kadar zekidir. Ancak zorlukları nedeniyle daha fazla günlük stresle karşı karşıyadırlar. Okulda sık sık mücadeleler, aksilikler ve olumsuz geri bildirimlerle başa çıkmak zorunda kalırlar. Bu nedenle, bazı sosyal gruplara uyum sağlamadıklarını düşünebilirler. Okumayla ilgili sorunları, diğer alanlarda öğrenmeyi etkileyen “yapamam” duyguları yaratabilir. Bu olumsuz görüş, günlük yaşamlarını da etkileyebilir. Kontrol eksikliği
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARI DESTEKLEMEK
Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarla çalışmak standart öğretme metotlarından farklıdır. Peki bireysel destek uygulamaları yaparken eğitimciler nelere dikkat etmeli? -Çalışacağınız konuyla ilgili çocukların dikkatini çekeceği aktiviteler oluşturulmalı, özellikle görsel materyal destekleri hazırlayabilirsiniz. -Bu çocukların dikkatleri kolay dağılabileceğinden dersler özellikle periyotlara ayrılmış şekilde organize edilmeli. 15-20 dakika aralıklarla öğretme metodu veya konu değişikliğine gidilmesi daha faydalı
Disleksinin Nörolojik Yönü
Gittikçe artan sayıda çalışma, disleksinin nörobiyolojik temelini araştırmayı hedeflemiş ve disleksik okuyucularda beyin ağlarının atipik gelişimini destekleyen kanıtlar sağlamıştır. Çoğu çalışma, daha önce okuma ile ilişkili belirli beyin bölgelerine odaklanmıştır. Nöroanatomi ile ilgili olarak, birkaç çalışma, disleksiklerin okuma ağının anatomik temelini oluşturan ana beyaz cevher yolları boyunca bozulmuş yapısal bağlantı ve işitsel işleme için anahtar
Otizm, Dil Bozuklukları ve Disleksi
Otizm spektrum bozuklukları (OSB) ile disleksi arasındaki semptom örtüşme konusunda küçük bir literatür vardır. Resmi olarak, DEHB için olduğu gibi, OSB disleksi tanısı için dışlayıcı bir kriterdir ve bunun tersi de geçerlidir, ancak OSB hem bilişsel hem de davranışsal özelliklerde disleksi ile örtüşme gösterir. (Reiersen ark., 2008). Çocukların bir kısmı disleksi, DEHB ve OSB arasındaki
WISC-R MI WISC-IV MÜ KULLANILMALI?
WISC-R testi 1974 yılında kullanılmaya başlanmış ve testin Türkiye’deki norm çalışması ise 1983 yılında yapılmıştır. Tüm dünyadaki çalışmalar, 40 yıla yakın bu sürede genel zeka puanlarının uluslararası düzeyde ortalama 15 puanlık bir sapma gösterdiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla, 1983’ten kalma normlarla WISC-R testi uygulandığında, çocuğun performansı olması gerekenden çok daha yüksek çıkmakta, doğru ve güvenilir bir
WISC-IV NEDİR?
WISC-IV Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği bireysel olarak uygulanan ve 6 yaş 0 ay ile 16 yaş 11 aylık çocukların zihinsel potansiyellerini ölçen, klinik bir ölçme aracıdır. Genel bilişsel işlevselliğinin değerlendirilmesinin yanında üstün zeka, zihinsel engel, öğrenme güçlüğü, dikkat sorunları ya da bilişsel açıdan bireyin güçlü ve geliştirilmesi gereken alanları hakkında bilgi vermektedir. 10 temel
Disleksinin Duygusal Etkileri
Disleksiyi bir okuma bozukluğu olarak düşünme eğiliminde olsak da, aynı zamanda bir çocuğun sosyal ve iletişim becerileri üzerinde de bir etkiye sahiptir. Kelimeleri hızlı bir şekilde öğrenmeyi engelleyebileceği için disleksi, bir çocuğun akranlarıyla tipik bir şekilde etkileşimde bulunmasını ve sosyal durumlarda uygun şekilde yanıt vermesini engelleyebilir. Öğrenme bozukluğu olan çocuklara eğitim verme konusunda uzmanlaşmış bir
Özel Öğrenme Güçlüğü’nün Diğer Alanlarla İlişkisi Nedir?
Yapılan çalışmalar incelendiğinde özel öğrenme güçlüğü (ÖÖG) tanısı almamış öğrencilerin özel öğrenme güçlüğü tanılı öğrencilere göre yönetici işlev becerilerinin, problem çözme becerilerinin ve dikkat becerilerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Grinblat ve Rosenblum (2016) tarafından yapılmış olan çalışmada özel öğrenme güçlüğü tanısı olan öğrencilerin organizasyon becerileri değerlendirilmiştir. Çalışmanın bulguları ÖÖG tanısı almış öğrencilerin zamanı organize etme