Öğrenme güçlüğün bireyin kişisel, sosyal, duygusal ve bilişsel olmak üzere bütün gelişimsel alanlarını etkileyen önemli bir faktördür. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar öğrenci, arkadaş, evlat ya da kardeş gibi çeşitli rollerde zorluklar yaşayabilmektedir. Araştırmalara bakıldığında öğrenme güçlüğü olan bireylerin bilişsel ve akademik yönlerinin gelişmesinin temel alındığı söylenebilir. Fakat birey yaşadığı akademik ve bilişsel problemlerin yanı sıra sosyal ve duygusal problemler de yaşamaktadır. Öncelikle akademik başarıyı yükseltmek istendiği için yaşanan duygusal ve sosyal problemler ikinci plana itilmektedir. Oysa bireyin bu problemleri aile, okul, iş gibi birçok yaşam alanındaki ilişkilerini etkileyeceği için çok önemlidir. Bireyin toplumla uyum içinde olması ve toplum tarafından kabul gördüğünü hissetmesi ruh sağlığı için önemlidir. Bu sebeple öğrenme güçlüğü olan bireyin yaşadığı sosyal ve duygusal problemler göz ardı edilmemesinin, çözüm yolları araştırmasının birey için faydalı olacağı belirtilmektedir. Bu çocukların sosyal etkileşimleri normal öğrenen yaşıtlarından farklı olabilmektedir. Sosyal ortamlardaki olayları yorumlamada yetersiz kalıp karşısındakinin duygularının farkına varmakta ve isimlendirmekte zorluklar yaşarlar. Genellikle öğretmenler tarafından zorlu öğrenciler olarak bilinirler. Hem eğitimcilerin hem de ailelerin bu çocukların özelliklerini iyi bilmelerinin, yaşayacakları problemlerin farkında olup yaklaşım tarzlarını ona göre belirlemelerinin yararlı olduğu düşünülmektedir.