Öğrenme güçlüğüyle ilgili yapılmış olan ilk çalışmaların tıp kaynaklı olduğu görülmektedir. Öğrenme merkezi sinir sistemi içindeki sinirlerin işlevidir. Bu sisteminin en küçük parçası nöronlarıdır. Öğrenme süreci nöronlar arasındaki bağlantıyla ilişkilidir. Nöronlar arasındaki sinyal sisteminin karmaşık bir yapısı vardır. Nörolojik çalışmalar, öğrenme güçlüğü olan bireylerin dikkat, hafıza ve eşleşmeli çağrışımsal içeren farklı tarzlardaki öğrenme görevleriyle ilgili sorunları gösteren durumlarda yapılmıştır. Bazı nörolojik problemlerin öğrenme güçlüğüne sebep oldukları ileri sürülmüştür. Nörolojik çalışmaların alanda önemli bir yeri olmasına rağmen öğrenme güçlüğü olan bireylerin tanılanmasına ve eğitsel sağlatımına çok fazla bir katkısı olduğu söylenemez. Öğrenme güçlüğünün sebeplerini belirlemek ve tedavi edilmesi amacıyla yapılan çalışmalardan elde edilmiş olan bulgular, öğrenme güçlüğünün sebebinin sinir taşıyıcıları etkileyen biyokimyasal anormalliklerinden olabileceğini düşündürmektedir. Son yıllarda öğrenme güçlüğü olan kişilerin beyinlerinin incelenmesi sonucu elde edilen veriler ile öğrenme güçlüğü olan çocuklardan ve kaza, yaralanma gibi sebeplerle beyin hasarı geçirmiş, sonradan edinilmiş okuma ve yazma güçlüğü tanısı almış yetişkinlerden elde edilen çeşitli beyin görüntüleme işlemi ile ulaşılan verilerin benzerliği ve ortak özellikleri olduğu görülmektedir.
KAYNAK : Baltacı, U. B. (2017). Öğrenme güçlüğü olan ve olmayan ortaokul öğrencilerinin öz-yeterlik algıları ile sürekli öfke ve öfke ifade tarzlarının incelenmesi (Doctoral dissertation, Selçuk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü).