Mit: Disleksi görsel bir algı problemidir. Dislektik çocuklar ve yetişkinler harfleri ve kelimeleri ters görür ve yazarlar. Bir çocuk örneğin b ile d, p ile q gibi harfleri ters yazmıyorsa dislektik olamaz.
Gerçek: Çocukların bir kısmı dislektik olmasalar da yazmayı öğrenirken harfleri ters yazabilirler. Harfleri ters yazmak tek başına disleksinin kesin göstergesi değildir, bir çocuk yüksek derecede dislektik olabilir ancak harfleri ters yazmayabilir.
Mit: Disleksi sadece erkeklerde görülür.
Gerçek: Disleksi hem erkek hem de kız çocuklarda görülebilir. 1990 yılında The Journal of American Medical Association dergisinde yayımlanan bir makale disleksinin kız ve erkek çocuklarda benzer oranlarda görülebileceğini ortaya koymuştur. Öğretmenleri tarafından değerlendirme için yönlendirilen erkek çocuk oranının daha yüksek olmasının, erkeklerin sınıf ortamındaki gürültücü ve gidişatı bozan davranışları sebebiyle problemlerin daha rahat farkedilmesi ile ilgili olabileceği söylenmiştir.
Mit: Eğer çocuğun okul performansı iyiyse, dislektik olamaz.
Gerçek: Bazı dislektik çocuklar okulda çok iyi bir performans gösterebilir. Bu öğrenciler oldukça sıkı/yoğun çalışır ve motivasyonları yüksektir; bilgilerini kullanmalarına ve göstermelerine yardımcı desteği almışlardır. Dislektik öğrenciler yoğun eğitim programlarını, seçili okulları ve lisansüstü eğitimi başarıyla tamamlayabilirler.
Mit: Zeki insanlar dislektik olamaz; eğer dislektikseniz çok da zeki olamazsınız.
Gerçek: Aksine, çok parlak bazı çocuklar okuma ve yazmada zorlanmaktadır. Disleksi her zeka seviyesindeki -ortalama, ortalama üstü ve üstün zekalı- öğrencilerde de görülebilir. Alanının önde gelen isimlerinden üstün yetenekli kişilerde de disleksi görülebilmektedir.