Okullarda yürütülen eğitim ve öğretim faaliyetleri öğrencileri gelecekteki yaşamlarına hazırlamayı amaç edinmektedir. Bu süreçte öğrencilerden başarılı olmaları beklenmektedir. Fakat birçok çocuk okul hayatının başından itibaren öğrenmede sorunlar yaşayabilmektedir. Öğrenmedeki sorunların ve okul başarısızlığının altındaki sebepler; okulla ilgili sebepler, aile ile ilgili sebepler, çevresel kültürel sebepler ve çocuğun yapısal özellikleri olarak sıralanabilir. Çocuğun yapısal özellikleri altında olan özel öğrenme güçlüğü okuma, yazma ve aritmetik beceriye ilişkin güçlükleri kapsamaktadır. Çocuk çabalarına rağmen başarılı olamıyor ve bununla ilgili ailesinden destek alamıyorsa öğrenilmiş çaresiz yaşayarak olumsuz bir benlik algısına sahip olabilir. Bunun yanında çocuk daha hırçın bir hale gelebilir. Çocuğun sahip olduğu olumsuz benlik algısı yeteneklerini tam olarak ortaya koyamamasına neden olur. Singer’in 2005 yılında yaptığı çalışmada öğrenme bozukluğu tanısı almış çocukların kendileriyle alay edilmesini önlemek için akademik başarısızlıklarını ve duygularını sakladıkları bulunmuştur. Bu da sosyal ortamlardan çekilme ve aslında oldukları gibi davranmama ile sonuçlanabilir. Özel öğrenme güçlüğünün yarattığı bu sonuçlara bakıldığında okullardaki öğretmen ve velilere öğrenme güçlüğü ve sonuçlarıyla ilgili bilgilendirme seminerlerinin yapılması, bu öğrencilerin benlik saygılarının arttırılması için psikolojik danışmanlık hizmetlerinin verilmesi ve akademik başarısı düşük olan öğrencilerin akademik başarılarını arttırmaya yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Kaynak:
Sarıpınar, E.G. (2006). Öğrenme Güçlüğü: Okuma Güçlüğünde Akademik Beceri ve Duyusal Motor İşlevleri Değerlendirme Testlerinin Kullanılabilirliği. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Singer E. (2005). The strategies adopted by Dutch children with dyslexia to maintain their self-esteem when teased at school. Journal of Learning Disability, 38(5), 411-423.